Hz. İsa (A.S.) "inecek" mi ?

   Küresel ısınma sonrası kurgulanan kıyamet senaryoları;gündeme yeniden "Kıyamet Alametleri" meselesini oturttu! Ve aynı sorular sanki ilk defa soruluyormuş ya da ilk defa cevaplanacakmış gibi zihinleri meşgul etmek isteniyor.Hz.İsa Aleyhiselam'ın İngiliz televizyonlarında dahi İslam Peygamberi olarak tanıtılabildiği günümüzde, "bizim tv" lerin O'na bu ünvanı  layık görememeleri pek manidardır!

     Ne demek istediğimizi; Hz.İsa (A.S.)'ın nüzul meselesi hakkında, geçen yıl Ceviz Kabuğu programında, detaylı ama "yetersiz ve yanlı" tartışılmasına bir cevap olarak kaleme aldığımız;  "Sayın Cevizoğlu, üzüldüm !.."  mektubunu aynen aktararak, anlatmaya çalışacağız!

    Ama gelin, önce Allah'ın ve Son Peygamber Hz. Muhammed (sav)'in bize bu kaçınılmaz sona hazırlayan  uyarıcı sözlerinin; hafife alınamazlığı hakkında, bir kaç kelam edelim!

    Öncelikle, Peygamber sözü olarak vurgulayalım ki; herkes için ölüm kaçınılmaz bir son olarak gerçek bir kıyamettir ve bunun zamanını da ancak Allah bildiği gibi(ömrün uzatılması faraziyelerini doğru kabul etsek bile,bu kişinin ne kadar daha yaşayacağına dair, bir vaat sunabilir mi?),bilinen yaşamın sonu olarak kabul edilen Büyük Kıyamet'in bilinemezliği, yani Allah'ın İlmi'nde saklı tarafının; onun saati yani "kopma zamanı" olduğu konusunda  hem fikiriz! Lakin, alametleri yani işaretleri konusundaki bilgilendirmeleri algılayışımızdaki  farklar (Resulullah kaynaklı olmasına rağmen), göz yumulamayacak kadar rahatsız edicidir !
      --------devamı var---------
  
                               *********

                    BONE - TÜRK SORUNU !

          Çağdaş (!)  eğitim sisteminin uygulana gelen süreç; semeresini , hiç de bplanlanmayan ve de beklenmeyen şekilde, İmam Hatip Okullarında gösterdi ve başarı seviyesi yükselen mezunlar seçkin üniversitelerde boy göstermeye başladılar.

           İmam Hatipliler , 6-7 yıllık orta öğretimlerinin sonunda doğan hakları ve başarıları sonucu kazandıkları okullarda; şahsi tercihlerini, gittikleri üniversitelerin özgürlük ortamından da faydalanarak rahatça yaşamak istediler !
          Başlangıçta rejimin önemsemediği bu durum, Bone-Türkler'in sayıları arttıkça yani diğerlerinin sayısı azalmaya başladıkça;girilmesi zaten zor olan ve "mutlu azınlığa" mahsus kabul edilen akademik ortamın kaybedilmesi korkusunu, yavaş yavaş bacaya sardırıvermişti ! Rejimin asli felsefesi ve menfaatine  ters gelen bu gelişme, nasıl durdurulabilirdi?

              ------------ devamı var ------------

                 Nazar (!)  değmesin !..

              ------------------- çok yakında -------------
 

            Şeyh mi ?  Mürşid mi ?

                -------------çok  yakında -------------------